13 Haziran 2018 Çarşamba

TÜRK MİLLETİ "LİDERİ'Nİ" ARIYOR !... LİDER İÇİN KRİTERLER...


TÜRK MİLLETİ LİDERİNİ ARIYOR!...
LİDER İÇİN KRİTERLER...

VİCDANI HÜR, İRFANI HÜR,
DÜŞÜNCE, İFADE VE İRADESİNDE ÖZGÜR,
ŞAHSİYETLİ, HAYSİYETLİ,
YÜKSEK AHLAK VE KARAKTER SAHİBİ,
Her şeyden önce kim olduğunu bilen ve kendine guvenen.
HAK YOLUNDA, MİLLET HİZMETİNDE
“TÜRK MİLLETİ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ ADINA”,
"İNSAN HAKLARI, HÜRRİYET, ADALET, HUKUK, REFAHI TABANA YAYMA, BARIŞ VE DEMOKRASİ" MÜCADELESİ VERECEK,
Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar. Evet bu doğrudur.
Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Ben kalpleri kırarak değil kazanarak hükmetmek isterim.
Mustafa Kemal ATATÜRK

AYRICA,
İNSANLIK İDEALİ;
BİLİMİN VE “BİLİNCİN” GELİŞMESİ UĞRUNDA SADAKAT VE SAMİMİYETLE FAALİYET GÖSTERECEK;
ÇÖZÜM VE PROJE ÜRETEREK
“FİKREN, İLMEN, FENNEN VE FİİLEN” MÜCADELE EDECEK,
Her kim olursa olsun insanlara değer vermeli ve mütevazi olmalıdır...
Millete efendilik yoktur. Ona hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.
Mustafa Kemal ATATÜRK

DOĞRUYU SÖYLEYEN,
DÜRÜSTLÜKTEN ŞAŞMAYAN,
GEREKTİĞİNDE BU UĞURDA (HAKKANİYET, HUKUK VE ADALET İÇİN)
DÜNYAYA KAFA TUTAN,
Bu ulusu ben değil içimizdeki ruh, damarımızdaki kan kurtarmıştır.
Mustafa Kemal ATATÜRK

TÜRK’ÜN MİLLİ-MANEVİ-İLMİ, TARİHİ DEĞERLERİNE SAHİP VE MUKADDESATINA SAYGILI, KENDİNİ TÜRK KÜLTÜR VE MEDENİYETİ İLE,
“TÜRK BİRLİĞİ” NİN GELİŞİP YÜKSELMESİNE ADAYACAK,
Lider dediğin:
Önde yürüyen değil, yol gösteren olmalıdır.
Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
Mustafa Kemal ATATÜRK

TEPEDEN TIRNAĞA KADAR SAĞLAM,
İLİM, İRFAN, VİCDAN, BASİRET VE BEKA İLE HAREKET EDEN, VİCDANININ SESİNİ DİNLEYEN, BİLİNCİPUSULANIN İBRESİ GİBİ “ASLA” İSTİKAMETİNİ ŞAŞMAYAN,
Lider dediğin:
Yeri geldi mi sıradan bir asker Yeri geldi mi Başkomutan olmalıdır... Memleketin ellide biri değil, her tarafı tahrip edilse, her tarafı ateşler içinde bırakılsa, biz bu toprakların üstünde bir tepeye çıkacağız ve oradan savunma ile meşgul olacağız.
Mustafa Kemal ATATÜRK

YERİNİ BİLEN VE ONU DOLDURAN,
İŞİNİ BİLEN VE ONU SEVEREK,İSTEYEREK,
HAKKIYLA YAPAN,
ÇALIŞMAKTAN KAÇMAYAN,
BIKMAYAN, YIKILMAYAN, USANMAYAN, FAKİRLİKTEN UTANMAYAN,
Lider dediğin:
Fedakar olmalıdır. Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk Milletine canımı vereceğim.
Mustafa Kemal ATATÜRK

KUMAR BORCU,
DİYET BORCU, NAMUS BORCU OLMAYAN,
EĞİLMEYEN, BÜKÜLMEYEN;
RÜŞVET, İLTİMAS, YOLSUZLUK VE SUİSTİMALE
ASLA TEVESSÜL ETMEYEN,
ONURLU VE ERDEMLİ, FERASET VE BASİRET SAHİBİ,
Lider dediğin:
İlkelerine ve sözlerine bağlı olmalıdır. Ben toprak büyütme meraklısı değilim. Barış bozma alışkanlığım yoktur. Ancak sözleşmeye dayanan hakkimizin isteyicisiyim. Onu almazsam edemem. Büyük meclisin kürsüsünden milletime söz verdim. Hatay'ı alacağım. Milletim benim dediğime inanır. Sözümü yerine getirmezsem milletimin huzuruna çıkamam. Yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, Yenilmem. Yenilirsem bir dakika yaşayamam.
Mustafa Kemal ATATÜRK

KARDEŞE-YANDAŞA, YOLDAŞA DEĞİL;
TAM BİR EŞİTLİK,
SORUMLULUK VE ADALETLE
MİLLETE HİZMET EDEN;
SATILIK OLMAYAN;
NAMUSLU, DÜRÜST, İLKELİ-ONURLU, SORUMLU, ÇALIŞKAN, DEMOKRAT, LAİK..,
Lider dediğin:
Güvenilir ve samimi olmalıdır.
Kalbinde ne varsa dilinden de o dökülmelidir.
Ben düşündüklerimi, sevdiklerime olduğu gibi söylerim.
Aynı zamanda lüzumlu olmayan bir sözü kalbimde taşımak iktidarında olmayan bir adamım.
Çünkü ben bir halk adamıyım.
Ben düşündüklerimi daima halkın huzurunda söylemeliyim. Yanlışım varsa, halk beni tekzip eder. Fakat şimdiye kadar bu açık konuşmada halkın beni tekzip ettiğini görmedim.
Mustafa Kemal ATATÜRK

CESUR OLDUĞUNU HAYKIRMADAN CESUR OLAN;
GÖSTERİŞ VE ALâYİŞTEN UZAK ‘GECE-GÜNDÜZ DEMEDEN’ ÇALIŞAN-ÜRETEN-ÇALIŞTIRAN, "CESARET FAZİLET' TİR" DİYEN,
Lider dediğin:
Konuşmayı ve dinlemeyi bilmelidir.
SON KURUŞUNA KADAR HELAL KAZANACAK,
SADECE KAZANDIĞINI YİYECEK VE YALNIZCA
PARASINI ÖDEYEBİLDİĞİNİ GİYECEK;
İCABINDA CESARET VE KARARLILIKLA
"HAYIR"
DEMEKTEN ÇEKİNMEYECEK VE;
"ONA GÜCÜM YETMEZ"
DİYE CEVAP VERMEKTEN UTANMAYACAK,
Lider dediğin Sorumluluk almayı bilmeli.
Mesuliyet yükü her şeyden, ölümden de ağırdır.
Mustafa Kemal ATATÜRK

HAKLININ, İYİNİN, DOĞRUNUN,
MASUMUN VE MAZLUMUN YANINDA YER ALACAK;
“AB” Yİ TÜRKİYE’DEN KOVACAK
VE GEREKTİĞİNDE;
HAKSIZDAN, YOLSUZDAN, HIRSIZDAN VE MÜCRİMLERDEN HESAP SORACAK,
"İYİ İNSAN, İLKELİ, ONURLU, SORUMLU, NAMUSLU-DÜRÜST;
‘DEVLET İDARESİNDE MİLLET İRADESİNİ HAKİM KILACAK’
TAM BİR MEDENİ (İLMİ) CESARET,
YÜREKLİLİK, İNANÇ VE BİLİÇLE
“YETER !... SÖZ MİLLETİN’DİR…”
DİYEBİLECEK
KALİTELİ VATANDAŞLAR VE GERÇEK DEMOKRATLAR...
A R A N I Y O R
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
VATANDAŞLARI
Lider dediğin:
Astlarına ve dostlarına sonuna kadar güvenmeli.
Benim için ordumuzun kıymetini ifadede ölçü şudur: Türk ordusunun bir kıtası muadilinin behemehal mağlup eder, iki mislini durdurur ve tespit eder. Mustafa Kemal ATATÜRK
Lider dediğin:
Hedefleri gibi Zafer zafer benimdir diyebilenin, muvaffakiyet, muvaffak olacağım diye başlayanın ve muvaffak oldum diyebilenindir. Mustafa Kemal ATATÜRK
Lider dediğin:
Kavgaları gibi Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Benim sizden istediğim şey, yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman da, durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Mustafa Kemal ATATÜRK
Lider dediğin:
Sevdaları gibi Biz hayat ve istiklal isteyen bir milletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatimizi yok etmeyi göze alırız. Mustafa Kemal ATATÜRK
Lider dediğin:
Gazi Mareşal (Prof. Dr.) "Mustafa Kemal ATATÜRK" gibi OLMALI.
Büyüklük odur ki! Kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın. Memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, seni yoldan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen burada direneceksin. Önünde sonsuz engeller yığılacaktır. Kendini büyük değil, küçük, araçsız hiç telakki edecek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri asacak, ondan sonra sana büyüksün derlerse bunu diyenlere güleceksin.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Oldu mu, VATAN;
Öldü mü, EFSANE olmalı...
İlke ve "TÜRK" İnkılapları
tam bir sadakat, namuskarlık; Onur-erdem, sorumluluk ve dürüstlükle uygulanmalıdır.
Beni görmek demek; ille de yüzümü görmek değildir.
Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu yeter.
Mustafa Kemal ATATÜRK

***
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN,
“MİLLİ SİYASET BELGESİ VE GELENEĞİ”
ESASA DAİR MÜSTENİDAT / DAYANAKLAR )

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “BİZ” lâfzıyla bilinen, “Kuvâ-i Milliye Ruhu ile mündemiç efsane isimler” ve “Destan Kahramanları” olarak anılıp, tarihe mâlolan kurucu ve kurtarıcıları; Mustafa Kemal Atatürk, Mahmut Celâl Bayar, Rauf Orbay, Fevzi Çakmak, Kâzım Karabekir, Salih Omurtak, Ali Fuat Cebesoy, Ali Fuat Başgil, Refet Bele ve İsmet İnönü’ (!) dür. Vatan-millet-bayrak-insan-toprak sevgisi, Adalet, hukuk ve Fazilet timsali olan bu müstesna zat’lar; Kurdukları devletin, ulusal değerler, evrensel norm ve kriterler muvacehesinde “milli siyaset belgesinin esas, usul, kapsam ve çerçevesini belirleyen” belgeyi vazetmişler ve bunu “manevi vasiyet, emanet ve gelenek” anlamında formatlayıp;
Başta “Türk Gençliği” olmak üzere;
Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesinin üstüne ve daha ilerisine taşıyacak “ilkeli, onurlu-şerefli, sorumlu, namuslu-dürüst ve demokrat” insanlar ve nesillerin uygulama ve korumasına “Atatürkün manevi şahsında ebed-müddet kaim bir vasiyet” olarak havale edilmiştir.
Buna göre; “Yürürlükte olması-kalması ve uygulanması gereken” Maddi-manevi vasiyetin, geleneğin esası ve nokta-i istinadı, Milli siyaset belgesi:
MİLLİ SİYASET;
ürk Devleti için vuzuh (açıklıkla) ve kabiliyeti tatbikiye görülen (uygulama imkânı olan) mesleki siyasi Milli Siyasettir: “Milletimizin, kavi, (sağlam-emin) mesut ve müstekar (istikrarlı-kararlı-sabit ve sakin/meskün) yaşıyabilmesi için, devletin tamamen milli bir siyaset takip etmesi ve bu siyasetin, teşkilâtı dahiliyemize tamamen mutabık ve müstenit olması (dayanması) lâzımdır.
Milli siyaset dediğim zaman, kastettiğim manâ ve medlûl, (delâlet-işaret edilen, gösterilen) şudur : Hududu milliyemiz dahilinde, her şeyden evvel kendi kuvvetlerimize müsteniden mıhafazai mevcudiyet ederek millet ve memleketin hakiki saadet ve umranına çalışmak...
Alelıtlak (umumiyetle, mutlaka, bir suretle kayıtlı olmıyarak, min-gayri tahsis) türlü emeller peşinde milleti işgal ve ızrar etmemek... Medeni cihandan, medeni ve insani muameleye ve mütekabil dostluğa intizar etmektir.” (Atatürk, Büyük Nutuk 1919-1923) “Türk Milleti’nin davası yüksek ve medeni bir milletin asilâne ideal davasıdır, İsmet İnönü” (Prof. Dr. Melzig, der., İsmet İnönü: Millet ve İnsaniyet – s: 52)
DAHİLİ SİYASET;
Hükümetler bütün vatandaşlara eşit mesafede olmak ve adil davranmak zorunda ve durumundadır. (29.Nisan.1928’de hükümet bütçesi üzerinde yaptığı konuşma)
Bizim takip ettiğimiz siyaseti, dahili ve harici safhasında vuzuh ve istikametle ifade edebiliriz.
Dahili siyasette vuzuh ve istikamet:
Cumhuriyet kanunlarını bilâ fark ve bilâ imtiyaz herkese tatbik etmekte dikkat ve hassasiyet gösteren bir siyasettir. Demokrasinin bu tarzda tezahürüelbette kuvvet ve kudretle tecelli eder, biz bu memlekette hayırlı ve semereli olarak yapılacak bütün işler için ilk şart ve azimet (çıkış) noktası evvel emirde vatandaşların huzurunu ve cemiyetin nizamını salim ve müstakim (sağlam ve doğru) bir dahili siyasette bizatihi müteharrik (kendiliğinden hareket edebilen) hâkimler eline mevdu (teslim eden) bir usul ile kabil-i tahakkuk görüyoruz. Bu memleketin yüz seneden beri tarihi gösterir ki;
Hayırlı ve iyi ıslahat yapmak için memleketin şeraitinin, vesaitinin müsait ve mütehammil (uygun ve dayanıklı) olduğu azami hasılayı idrak etmektetereddüt ne kadar muzır (zararlı) ise, geniş ve kayıtsız şeraiti memleketin ortasına sererek anarşiyi tesci etmek (desteklemek), onun kadar muzır, onun kadar kısırdır.
Memleketin hayır ve nef’i (faydası) için şeraitinin ve vesaitinin müsait ve mütehammil olduğu azami hasılayı isteyecek ve alacak kadar idrak ve cesaret, sonra bütün icraatı memleketin demokrasi yolunda her gün bir hatve (adım) daha ilerlemesini temin edecek dikkat, hassasiyet ve kudret; İşte bizim anlayışımız dahili siyasette budur. (İsmet İnönü, İsmet İnönü’nün TBMM Konuşmaları, 1920-1973 Birinci Cilt, 1920-1938 s.285)
MİLLİ SİYASET BELGESİ :
Devlet ve Milli Hükümetlerin ile Millet Memurlarının (halka hizmet eden ve halktan maaş alanların), "Fazilet anlamında Cumhuriyet, Halk'a ve Hak'a; İnsan Hakları, Adalet ve Hukuk'a Hizmet" ülkenin bütün kurum, kuruluş ve unsurları ile iç ve dış politikayı şamil olarak uygulamak ve (ŞEKLEN DEĞİL !... ESASTAN...) uymak zorunda oldukları; Hüküm, Esas, Usul ve Çerçevesini belirleyen ilkeleri teşkil eden belgeye Milli Siyaset Belgesi denir. Devletin üzerinde yükseldiği temel ilke, öz değer, kavram ve kurumların ana dayanak, kaynak ve değişmez ilkeleri.
ÇOK ÖNEMLİ BİR YORUM:
Sayın Sınacı;
Gayet dikkatle ve zevkle okudum. Gayretinizi de, takdir ediyorum.
Yllardan beri cevabını aradığım sorum şudur:
İlim adamları, idare adamlarına uşaklık eder hale gelmişse,
Toplumun edepsizleri, hayırlılarına galip gelmişse,
Vatanseverlik suç, vatana ve millete hizmet etmek aptallık kabul ediliyorsa,Milletin ferleri de nerede "Evet" ve nerede "Hayır" denileceğini bilemez hale düşmüşse,
Acaba, aradığımız lideri bulabilir miyiz? Veya böyle bir lider çıkarsa; acaba, kıymetini bilip, peşine düşer miyiz?
Tarihin, hiçbir dönemde tekzip edilemeyen gerçeği bellidir:
Bir millet, layık olduğu şekilde idare edilir. Adalet ve zulüm meselelerinde hükümetler, cemiyeti teşkil eden fertlerin mesleğine tabidir. Fertleri adil olan milletlerin hükümetleri adil; fertleri zalim olan milletlerin hükümetleri zalim olur.
Hiç eskimeyen bir kural daha vardır:
Baştakilerin yolsuzluklarına hesap sormayan sistem, en uç noktasına kadar hırsızların, yalancıların ve ahlaksızların eline geçer.
Ülkemizde yaşananlar sır değildir. Ülkemizin kaderine, finans ve bankacılık kesimiyle, Türkiye'nin ekonomisini istek ve çıkarları doğrultusunda yönlendirmesini başaran ve idareleri baskı altında tutan 15-20 holding elkoymuştur. Ve, hiç kimse de, sesini çıkarmamaktadır. Erzak ve ulüfe daıtarak üne kavuşan siyasetçiler, yıldız gibi parlatılmıştır. Türkiye'nin bütün iktisadi varlığı yabancılara ikram edildiği halde, herkes sessizdir.
Evet, bir lidere ihtiyaç vardır. Ama, aradığımız lideri, kim ve nasıl ortaya çıkaracaktır?
Paranın üstündeki yazıyı, geçerli tek hedef ve değer kabul eden bir millet, acaba, bir arayış içinde midir?
İnşallah gayretleriniz netice verir de, zillete mahkum olmaktan kutuluruz.
Hüsnü Akıncı. 27.06.2008 tarihinde Mustafa Nevruz Sınacı (27 Haziran 2008 CUMA)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder